İstanbul’da Gezilecek Yerler Nerelerdir? Gezi Rehberi Rotanız
İstanbul, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü olan büyüleyici bir şehirdir. Gezi severler için keşfedilecek birçok ilginç yer sunmaktadır. İstanbul’da gezilecek yerler konusunda size rehberlik etmek için buradayım.
Sultanahmet Meydanı, İstanbul’un en popüler turistik bölgelerinden biridir. Burada Ayasofya, Topkapı Sarayı ve Mavi Camii gibi önemli yapıları ziyaret edebilirsiniz. Bu eserler, Osmanlı İmparatorluğu’nun zengin tarihini yansıtan mimari harikalar olarak bilinir.
Tarihi Yarımada’da yer alan Kapalıçarşı, alışveriş tutkunlarının gözdesidir. 4.000’in üzerinde dükkanıyla dünyanın en eski kapalı çarşılarından biridir. Burada el sanatları ürünleri, takılar, halılar ve daha fazlasını bulabilirsiniz.
Galata Kulesi, İstanbul Boğazı’nın muhteşem manzarasına sahip olan bir başka cazibe merkezidir. Kuleye çıkarak panoramik bir görünüm elde edebilir ve şehrin eşsiz siluetini seyre dalabilirsiniz.
Boğaziçi Köprüsü, Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan bir simgedir. Köprüye yürüyerek veya araçla geçerek iki kıta arasında unutulmaz bir deneyim yaşayabilirsiniz.
İstanbul’da gezilecek yerlerden biri de Topkapı Sarayı’dır. Osmanlı İmparatorluğu’nun eski başkenti olan bu saray, zengin koleksiyonları ve muhteşem bahçeleriyle ünlüdür. Burada padişahların yaşam alanlarını, harem bölümünü ve değerli tarihi eserleri keşfedebilirsiniz.
Son olarak, İstanbul Boğazı tekne turu da unutulmaz bir deneyim sunmaktadır. Bu turlarda şehrin güzelliklerini denizden seyredebilir ve Avrupa ve Asya arasında kendinizi harika bir yolculuğun içinde bulabilirsiniz.
İstanbul’da gezilecek yerler hakkında daha fazla bilgi edinmek için gezi rehberinizle iletişime geçebilir veya seyahat sitelerinden farklı rotalar hakkında bilgi alabilirsiniz. Keyifli bir seyahat için İstanbul’un gizemli atmosferini keşfetmek için rotanızı planlayın.
İstanbul’un Gizli Cennetleri: Keşfedilmemiş Gezilecek Yerler
İstanbul, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü olmasının yanı sıra, birbirinden güzel ve popüler turistik mekanlarıyla da dikkat çekmektedir. Ancak, şehrin kalabalık trafiği ve turist yoğunluğu bazen keşfedilmemiş yerlere olan ilgiyi gölgeleyebilir. İşte size İstanbul’un gizli cennetlerini anlatan bir rehber!
Beykoz Korusu, İstanbul’a sessizlik ve doğa kaçamağı arayanlar için mükemmel bir seçenektir. Büyüleyici manzarası ve temiz havasıyla Beykoz Korusu, yemyeşil ormanları ve kuş cıvıltılarıyla dolu geniş piknik alanları sunmaktadır. Burada keyifli bir doğa yürüyüşü yapabilir, piknik yapabilir veya sadece huzur dolu anların tadını çıkarabilirsiniz.
Bir diğer keşfedilmemiş yer ise Balat semtidir. Bu renkli semt, dar sokakları, tarihi evleri ve bohem atmosferiyle büyüleyici bir deneyim sunar. Burada gezintiye çıkarken kendinizi zamanda geriye gitmiş gibi hissedeceksiniz. Sokakların her köşesinde sanat galerileri, butik kafeler ve antika dükkanları bulunur. Balat semti, İstanbul’un sıradışı ve alternatif bir yüzünü keşfetmek isteyenler için idealdir.
Şehrin gizli cennetlerinden bir diğeri Büyükada’dır. Adalar grubunun en büyüğü olan Büyükada, araç trafiği olmayan sokakları ve bisikletle gezme imkanıyla sakin bir atmosfer sunar. Burada nostaljik ahşap evleri görebilir, denize karşı romantik bir yürüyüş yapabilir veya tarihi Aya Yorgi Kilisesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Büyükada, İstanbul’un karmaşasından uzaklaşmak ve keyifli bir gün geçirmek isteyenler için mükemmel bir kaçamak noktasıdır.
Son olarak, Yıldız Parkı da İstanbul’un gizli cennetlerinden biridir. Bu park, şehrin merkezine yakın konumuyla dikkat çekerken aynı zamanda huzurlu bir doğa ortamı sunar. Park içerisinde yer alan tarihi köşkler, göletler ve renkli çiçeklerle dolu bahçeler, ziyaretçilere görsel bir şölen sunar. Yıldız Parkı’nda piknik yapabilir, yürüyüş yapabilir veya sadece doğal güzelliklerin tadını çıkarabilirsiniz.
İstanbul’un gizli cennetleri sayısızdır ve bu makalede sadece birkaçını ele aldık. Şehir keşfetmeyi sevenler için, turistik mekanlardan uzaklaşıp bu keşfedilmemiş yerleri ziyaret etmek unutulmaz bir deneyim olacaktır. İstanbul’un sırlarını keşfetmek için rotanızı değiştirin ve bu gizli cennetlerdeki güzellikleri keşfedin!
Tarihi ve Kültürel Zenginliklerle Dolu İstanbul’un En İyi Gezi Rotaları
İstanbul, Türkiye’nin en büyük şehri ve tarihi bir zenginliğe sahip olan kozmopolit bir merkezdir. Bu büyüleyici şehir, binlerce yıllık geçmişi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. İstanbul’un benzersiz atmosferini deneyimlemek isteyen gezginler için birçok ilgi çekici gezi rotası bulunmaktadır.
Birinci rotamız Ayasofya Müzesi’ne yolculuk etmek olabilir. Bu eşsiz yapı, İstanbul’un sembolü haline gelmiştir. Ayasofya, Bizans İmparatoru Justinianus tarafından 6. yüzyılda inşa edilmiş ve daha sonra Osmanlı İmparatorluğu döneminde camiye dönüştürülmüştür. İhtişamlı iç dekorasyonu ve muhteşem mozaikleri ile Ayasofya, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunmaktadır.
İkinci rotamız Kapalıçarşı’ya doğru olabilir. Bu dünyaca ünlü çarşı, 15. yüzyıldan beri ticaretin merkezi olan bir yerdir. İçerisinde yaklaşık 4.000 dükkan bulunan Kapalıçarşı, el sanatları ürünleri, takılar, halılar ve baharatlar gibi birçok farklı ürünü bulabileceğiniz bir yerdir. Dar geçitleri ve renkli tezgahlarıyla Kapalıçarşı, mistik bir atmosfer sunar.
Üçüncü rotamız ise Topkapı Sarayı’na giden yol olabilir. Osmanlı İmparatorluğu’nun resmi ikametgahı olarak kullanılan bu saray, Türkiye’nin en önemli tarihi yapılarından biridir. Sarayın içinde muhteşem bahçeler, heybetli avlular ve büyüleyici müzeler bulunmaktadır. Ziyaretçiler, paha biçilmez hazinelerin sergilendiği Hazine Dairesi’ni ve Osmanlı dönemine ait sanat eserlerini görebilecekleri Müze Bölümü’nü keşfedebilirler.
Son rotamız ise Boğaz turunu içermektedir. İstanbul Boğazı, Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan stratejik bir su yoludur. Boğaz turunda, nefes kesici manzaralar eşliğinde köprülerin altından geçerek şehrin simgesel siluetini yakından görebilirsiniz. Ayrıca Boğaz’da gezerken, yüzyıllardır süregelen ticaretin izlerini taşıyan tarihi ahşap köşkleri ve yalıları da gözlemleyebilirsiniz.
İstanbul’un bu etkileyici gezi rotaları, tarihi ve kültürel zenginliklerle dolu olan bu muhteşem şehri keşfetmek isteyen gezginler için mükemmel bir seçenektir. Her rotada, benzersiz deneyimler yaşayabilir ve İstanbul’un büyülü atmosferini tam anlamıyla hissedebilirsiniz. Unutulmaz anılar biriktirmek ve zengin bir kültürel yolculuğa çıkmak için İstanbul’da bu gezi rotalarını keşfetmenizi tavsiye ederim.
Farklı Bir İstanbul Deneyimi: Şehrin Çatılarında Özel Manzaralar
İstanbul, tarih dolu sokakları, nefes kesen manzaraları ve zengin kültürel mirasıyla dünyanın en etkileyici şehirlerinden biridir. Ancak, bu büyüleyici şehri tam anlamıyla deneyimlemek için sıradışı bir yol izlemeye ne dersiniz? İşte size önerimiz: İstanbul’un çatılarında unutulmaz bir macera yaşayın!
İstanbul’un çatıları, geleneksel mimari yapılarından modern gökdelenlere kadar çeşitlilik gösterir ve her biri kendine özgü bir manzara sunar. Bu yüksek noktalardan, şehrin görkemli siluetini seyredebilir, boğazın mavi sularının eşsiz güzelliğiyle buluşabilirsiniz. Aynı zamanda, tarihi camilerin minarelerinden, meyhane çatılarındaki canlı müziğe kadar birçok farklı detayı keşfedebilirsiniz.
Bu çatılarda düzenlenen restoranlar, barlar ve teraslar, size İstanbul’u farklı bir perspektiften görme imkanı sunar. Eşsiz bir akşam yemeği deneyimi için tarihi yarımadadaki bir restorana giderek, hem lezzetli Türk mutfağının tadını çıkarabilir hem de karşı konulmaz manzaralar eşliğinde unutulmaz anlar yaşayabilirsiniz. Ya da, modern bir atmosferde keyifli bir gece geçirmek isterseniz, şehrin Beyoğlu bölgesindeki çatı barlarına uğrayabilirsiniz. Burada, yükseklerden İstanbul’un ışıklarına ve hareketli gece hayatına tanık olabilirsiniz.
İstanbul’un çatılarında gezinmek, sadece muhteşem manzaralarla sınırlı değildir. Aynı zamanda, şehrin ruhunu daha yakından hissedebileceğiniz bir deneyim sunar. Şehrin sokaklarında dolaşırken, kafelerin, mağazaların ve tarihi mekanların gizli kalmış detaylarını keşfedebilirsiniz. Bu çatılar sizi, İstanbul’un canlı atmosferine dahil ederken aynı zamanda size özel bir huzur sunar.
İstanbul’un çatılarında geçireceğiniz zaman size benzersiz bir deneyim sunacaktır. Bu yüksek noktalardan şehri seyretmek, sıradan turistik rotalardan farklı bir perspektif kazandırır. Kendinizi İstanbul’un tarih kokan sokaklarının üzerinde bulduğunuzda, bu büyülü şehrin kendine özgü güzellikleriyle baş başa kalacak ve unutulmaz anılara sahip olacaksınız.
İstanbul’un En İyi Sokak Lezzetleri: Gastronomi Turuna Davetlisiniz
İstanbul, tarihi ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra, muhteşem sokak lezzetleriyle de ünlü bir destinasyondur. Bu eşsiz şehirde her köşe başında farklı tatlar keşfedebilir ve damak zevkinizi doyurabilirsiniz. İstanbul’un sokakları, yerel halkın özgün lezzetlerini sunan restoranlar, tezgahlar ve sokak satıcılarıyla doludur. Gastronomik bir macera için İstanbul sokaklarında gezintiye çıkmanızı tavsiye ediyoruz!
İlk durağımız Eminönü’ndeki Balık Ekmek tezgahları olmalı. Boğaz manzarası eşliğinde taze balığın ızgara edilip ekmeğin içine konulmasıyla hazırlanan bu meşhur sokak lezzeti, İstanbul deneyiminizin vazgeçilmezi olacak. Yürümeye devam ederken Taksim Meydanı’nda kokusuyla sizi cezbedecek simitçilerle karşılaşacaksınız. Çayınızın yanında gevrek simit yemek, sokakta geçen zamanın keyfini çıkarmanızı sağlayacak.
Sultanahmet Meydanı’na yakın olan Mısır Çarşısı, baharatların büyülü dünyasına açılan kapıdır. Burada baharat tezgahlarında dolaşarak yerel ve egzotik lezzetler arasında seçim yapabilirsiniz. Yöresel tatları denemek için Kapalıçarşı’ya doğru yol almalısınız. Bu tarihi çarşıda, Türk lokumu, pestil, sucuk gibi birçok lezzetin tadına bakabilirsiniz.
Beyoğlu’nun ünlü İstiklal Caddesi’nde karşınıza çıkacak olan midye dolma tezgahlarına uğramadan geçmeyin. İster limon sıkarak yiyin, isterseniz acı sosla tatlandırın, bu sokak lezzeti İstanbul ziyaretinizin unutulmaz anılarından biri olacak. Galata Köprüsü üzerindeki balıkçılar, taze deniz ürünleriyle yapılmış güveç ve balık çorbalarıyla sizi kucaklayacak.
Son olarak, Kadıköy Moda Caddesi’ne giderek İstanbul’un en renkli ve canlı semtlerinden birinde yürüyüşe çıkın. Buradaki mekanlarda sunulan gözlemeler, Islak Hamburgerler veya lahmacunlar gibi sokak lezzetlerini deneyebilirsiniz. Aynı zamanda Geleneksel Türk tatlılarından tatmak isterseniz, Şekerpare, Künefe, Baklava gibi lezzetlerin tadına bakabilirsiniz.
İstanbul’un sokaklarında gezerken, farklı lezzetlerin, kokuların ve renklerin bir buluşma noktası olduğunu hissedeceksiniz. Bu gastronomik turda sokaklarda karşılaşacağınız insanlarla sohbet edebilir, yerel halkın geleneksel yemek kültürü hakkında bilgi alabilirsiniz. Şehrin enerjisini ve zengin mutfağını keşfetmek için İstanbul’a gelip bu sokak lezzetleri turuna katılmanızı şiddetle öneriyoruz!
İstanbul Manzaralı Yerler:
1) Galata Kulesi
Söz konusu manzara ve İstanbul olunca listenin ilk sırası da Galata Kulesi olmalı; sizce de öyle değil mi? Tabii dışarıdan kulenin mimarisini izlemek mi, yoksa Galata’dan İstanbul’u izlemek mi daha keyifli; orasını uzun uzun tartışabiliriz.
Galata Kulesi, sadece varlığı ile bile şehre değer katıyor. Buraya ait efsanelerin Hezarfen Ahmet Çelebi ile başlamasına şaşırmamalı; zira kanat takıp İstanbul manzarasının üzerine uçmak gerçekten de fena fikir değil!
Galata Kulesi’nin restoranında, menüdeki yiyecekleri enfes bir manzara eşliğinde deneyimleme şansınız var.
Kuleye ulaşım ise birçok açıdan İstanbul’un kalbi sayılan İstiklal Caddesi’nden sonra 500 metre içinde sağlanabiliyor.
Mümkünse Galata Kulesi planlarınızı sevdiğiniz kişi ile yapın; çünkü kaleye birlikte çıkan kadın ve erkeğin yakın gelecekte evleneceklerine dair de efsaneler var. Burası özel gün kutlamaları için de ideal bir yer.
2) Gülhane Parkı ve Topkapı Sarayı
Mademki yazıya Nazım Hikmet ile başladık; bu kez de ünlü “Ceviz Ağacı” şiirinin ana vatanı Gülhane Parkı’na uğrayabiliriz.
Gülhane Parkı ve Topkapı Sarayı; birlikte ziyaret edilen iki tarihi ve turistik mekan olma özelliğine sahip. Bu ikiliyi görmeye gelenler aynı zamanda güzel de bir seyir keyfi ile karşı karşıya kalıyor. Hem parkın yüksek köşelerinden hem de saray içindeki teraslardan İstanbul Boğazı’na açılmak mümkün.
Fatih ilçesindeki Tarihi Yarımada olarak anılan bölgede hem parka hem de saraya ulaşabilirsiniz.
Parka giriş için herhangi bir ücret ödemenize gerek yok ancak Topkapı Sarayı için 100 TL giriş ücreti mevcut. Sarayın farklı bölümleri için ek ücret talep edilebiliyor.
Kutsal emanetlerin bulunduğu bölümde ise kıyafet şartı aranıyor, askılı bluzlar ve şortlar sorun yaratabilir.
Salı günleri saray ziyarete açık değil, ancak onun dışındaki haftanın 6 günü tarihi bir seyir gezisi yapmak için son derece uygun.
Bu bölgeye kadar gelmişken; en az yarım gününüzü çevredeki güzellikleri incelemek üzere ayırmayı ihmal etmeyin.
3) Dragos Tepesi
Anadolu Yakası’nda manzara ve seyir keyfi arayanları, şehrin Kartal ilçesine bağlı bulunan Dragos Tepesi bekler. Bu tepe İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen bir tesise sahip; dolayısıyla da fiyatlar ekonomik kabul edilebilir.
Manzarada ise Marmara Denizi’nin kuş bakışı bir görüntüsü var demek herhalde yanlış olmaz. Emekliler, çocuklar ya da gençler burada kendilerine göre farklı bir keyif ve huzur bulabilir.
Her gün 08.30’dan 23.00’e kadar Dragos Tesisleri’nde kahvaltı, öğle yemeği, ikindi kahvesi ya da akşam yemeği gibi tatlı bahanelerle bulunabiliyorsunuz. Tepeye girmek için yiyip içtiklerinizin dışında ekstra bir giriş ücreti yok.
Fotoğraf çekmekle özel olarak ilgileniyorsanız; günün diğer saatlerindense özellikle gün batımında Dragos’ta olmak büyük ihtimalle hoşunuza gidecektir.
4) Pierre Loti Tepesi
Haliç’in panoramik manzarası için İstanbul’da en çok tercih edilen yerlerden biri Pierre Loti Tepesi.
Burası Evliya Çelebi’nin ünlü Seyahatnamesi’nde dahi kendisine yer bulan, tarihi bir lokasyon olma özelliğine sahip. Adını ise ünlü bir yazardan alıyor.
Bugün Eyüp ilçesindeki Pierre Loti’ye çıktığınızda Tarihi Kahve, restoran, kafe, nargile evi, konaklardan oluşan bir otel ve aynı anda 1400 kişiyi ağırlayabilen açık bir bahçe alanı ile tabiri caizse büyüleniyorsunuz.
Her gün sabah 08.00 ile akşam 24.00 saatlerini kapsayan oldukça geniş bir aralıkta bir İstanbul klasiği olarak Tarihi Kahve ziyaret edilebilir.
Burası geniş bir terasa ve Osmanlı motiflerini de içeren bir dekorasyona sahip. Eğer İstanbul’u gezdirmek istediğiniz yabancı konuklarınız varsa; hem tarihi hem de turistik vurgusu bakımından Pierre Loti yerinde bir tercih. Tabii Pierre Loti’nin bu bölümünde ille de Türk kahvesi içmeniz gerektiğini hatırlatmaya gerek bile yok!
5) Beykoz Korusu
Abraham Korusu adıyla da bilinen Beykoz Korusu; özellikle Pazar günleri Beykoz Koru Sosyal Tesisleri’nde sunulan açık büfe kahvaltı olanağı ile birlikte değerlendirilebilir.
Çevrede sincapların ve tavşanların dahi serbestçe dolaşıyor olması ve her yanı saran ağaçların burada şehrin ortasında tertemiz bir hava estirmesi Beykoz Korusu’nu özellikle çocuklu aileler için cazip kılıyor.
Fonda ise her daim Boğaz manzarası hazır ve nazır. Özellikle trafikten, gürültüden ve hava kirliliğinden sıkılanlar için Beykoz tüm semtleri ve korularıyla tam bir kaçış noktası.
Gümüşsuyu Mahallesi Kemerüstü Sokak açık adresinde ulaşabileceğiniz Beykoz Korusu; aynı zamanda gezip görebileceğiniz iki büyük mağaraya, beş havuza ve bir saray kalıntısına sahip. Gezinizi tarihi eserlerle de birleştirmek gününüze hem renk hem de derinlik katabilir. Aynı anda bin kişiye hizmet verebilen mekan manzarası sayesinde özel günler için de tercih ediliyor.
6) Gözdağı Korusu
Anadolu Yakası’ndan bir seyir yeri alternatifi olarak; bu kez Pendik yakınlarındaki Gözdağı Korusu’ndan bahsedebiliriz.
Burası çevre semtlerde yaşayanlara ulaşım kolaylığı sağlarken manzarası da Marmara Denizi, Adalar ve hatta Yalova’dan oluşuyor. Fonda rengarenk çiçeklerin ve çam ağaçlarının bulunması ise; özellikle bahar aylarında içinizdeki hevesi bir parça daha artırabilir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen Gözdağı Sosyal Tesisleri’nde 250 kişilik çay bahçesi ve 100 kişilik bir teras var. Ayrıca restoran, piknik alanları, seyir çardakları, çocuk oyun parkı gibi alternatiflerden de faydalanabiliyorsunuz.
Hafta sonu planı yapmakta zorluk çekenlere, Gözdağı birçok farklı açıdan hitap edebiliyor. Manzara ise günün her saatinde ayrı bir renge ve dokuya bürünüyor.
7) Aydos Tepesi
Aydos Tepesi, 537 metre yüksekliği sayesinde “İstanbul’un en yüksek noktası” olarak anılıyor. Bu bakımdan da tepenin görüş alanının giderek genişlediğini tahmin etmek zor değil.
Aydos Ormanı, Aydos Mesire Yeri ve Aydos Göleti; genellikle turistler tarafından bir arada gezilen alternatifler olarak sıralanabilir. Gün doğarken ya da batarken burada bulunmayı özellikle tercih edebilirsiniz.
Aydos Tepesi, adını Roma ve Bizans dönemlerine ait bir kalıntı olan Aydos Kalesi’nden alıyor ve Sultanbeyli ilçe sınırlarına dahil bulunuyor. Tepenin yakın çevresinde aynı zamanda Pendik ve Kartal ilçeleri var. Bölgedeki mesire yerleri kalabalıkları ağırlarken, tepeye tırmanmak ise kondisyon gerektiriyor.
8) Ulus Parkı
İstanbullular için özel yerlerden biri de, yine İstanbul Boğazı’na tepeden bakmasıyla sevilen Ulus Parkı. Bu park Kuruçeşme Mahallesi, Adnan Saygun Caddesi açık adresinde bulunuyor.
Beşiktaş ilçesinde; Ortaköy ile Etiler arasında konumlanan seyir yeri için otobüs ya da özel araç kullanmak mümkün. Mekana Pazar sabahları kahvaltıda gösterilen ilgiye şaşırabilirsiniz.
Ulus Parkı hem merkezi konumu hem de manzarası sayesinde özellikle yabancı turistleri mıknatıs gibi çekiyor. Bu nedenle yabancılara daha fazla ilgi gösterilmesinden şikayet edenler bile var. Siz de eğer İstanbul’da yaşadığınız halde bu güzelliklerin hakkını vermiyorsanız; gezi planlarınız üzerinde bir kez daha düşünmenizde fayda var.
9) Büyük Valide Han
İstanbul’un en büyük hanları arasında sayılan Büyük Valide Han; adını Kösem Mahpeyker Valide Sultan’dan alıyor.
Hanın içinde halihazırda nargileciler, lambacılar ve birçok farklı konseptte hizmet veren dükkanlar var. Eminönü ya da Tahtakale civarlarında işi olanın buraya uğramadan İstanbul’dan dönmesi pek de olacak şey değil.
Büyük Valide Han’ın İstanbul’un en güzel seyir yerleri arasında yer alması ise boşuna değil. Hanın çatısı sahip olduğu kubbelerle ve buradan görünen manzarayla özellikle ilgi çekiyor. Bilhassa hafta sonları Büyük Valide Han önünde fotoğraf kuyrukları ile karşılaşmak tesadüf değil.
Hava koşulları olumsuz olduğunda çatıya çıkışlar kapatılabiliyor.
Burası bir tarihi eser olduğu için hem zemini yıpratmamakta hem de çevredeki dokuya zarar vermemekte fayda var.
10) Ortaköy Sahili
İstanbul denildiğinde ilk akla gelen manzaralardan biri Ortaköy’e ait. Halk arasında Ortaköy Camii olarak da tanınan Büyük Mecidiye Camii; en güzel sahil manzaralarına eşlik ediyor.
Ortaköy’de bir bankta oturarak alacağınız seyir keyfini, çok pahalı restoranlarda bile bulamayabilirsiniz.
Ortaköy’ün aynı zamanda kumpir, kestane, mısır, dondurma, waffle gibi sokak lezzetleri ile ünlü olduğunu da hatırlatmadan geçmeyelim. Sahil yolunda yürüyüşe çıkarken ya da çim alanlara rahatça yayılırken midenizi de mutlu etmekten geri kalmamalısınız.
11) Kız Kulesi
İstanbul’un en güzel simgelerinden biri sayılan Kız Kulesi; aynı zamanda seyir keyfi için de tercih ediliyor. Salacak’tan her on beş dakikada bir ve Kabataş’tan saat başı Kız Kulesi yönünde düzenlenen seferler var.
Gündüz saatlerinde Kız Kulesi’ne girişler yetişkin 25 TL ve öğrenci 15 TL olmak üzere değişiyor. Özel günler ve kutlamalar için de Kız Kulesi’nin içinde hizmet veren restoran bölümü tercih edilebilir.
Söz konusu Kız Kulesi manzarası olunca, Marmara Denizi içinde salınan bu efsanevi kuleyi sahilden de izlemek isteyebilirsiniz. Galata Kulesi’ndeki ikilem burada da karşımıza çıkıyor!
Kız Kulesi’ni uzaktan izlemek ve kuleye dair efsaneler hakkında arkadaşlarınızla sohbet etmek için Salacak Sahili ideal bir seyir noktası. Yanınıza çayınızı ya da kahvenizi alıp kendinizi manzaraya bırakabilirsiniz. Yakın çevrede de manzara eşliğinde bir şeyler yiyip içebileceğiniz çok sayıda mekan var.
12) Çengelköy Sahili
Üsküdar’da yer alan Çengelköy Sahili, eski İstanbul’u özleyenler için doğru adres. Burada özellikle Tarihi Çınaraltı Aile Çay Bahçesi İstanbul’daki keyif duraklarınız arasına adını yazdırabilir.
Eminönü’nden belirli aralıklarla Çengelköy İskelesi’ne vapurla ulaşabiliyorsunuz. Ayrıca Kadıköy ve Üsküdar yönlerinden buraya otobüs seferleri de mevcut.
Çengelköy ziyaretçilerinin favorileri arasında sabah akşam menemen keyfi ve balık ekmek var. Misafirlerinizi götürecek olsanız da Tarihi Çınaraltı’nda oturmak için rezervasyon yaptırmak ne yazık ki mümkün değil. Burada ayrıca sadece nakit ödemenin kabul edildiğini de not düşebiliriz.
13) Çamlıca Tepesi
Adıyla bile nostaljik çağrışımlar yapan Çamlıca Tepesi’nde, manzara keyfine gerçekten de Türk Sanat Müziği ezgileri eşlik ediyor.
Tepedeki sosyal tesisler İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait. Burada hem kapalı bir restoran alanı, hem Osmanlı Kahvehanesi hem de Bahçe Kafeterya var. Dolayısıyla da Çamlıca’yı günün hangi saatinde ziyaret etmek istediğiniz tamamen size kalmış.
Osmanlı Kahvehanesi’nde trileçe, sütlaç, aşure, tahinli sarma ve kabak tatlısı gibi geleneksel lezzetlerin tadıma açık olduğunu da özellikle belirtmekte fayda var.
Turistik Çamlıca Caddesi, Büyük Çamlıca açık adresinde yer alan mekan İstanbul’un Anadolu Yakası’nda ziyaret edilebilir. Üsküdar ilçe sınırları içinde yer alan Çamlıca Tepesi’nde ücretli otopark imkanı mevcut.
14) Sapphire Alışveriş ve Yaşam Merkezi
İstanbul’da alışveriş merkezi de, gökdelen de çok ancak bu kez herhangi bir yerden bahsetmiyoruz. Sapphire Alışveriş ve Yaşam Merkezi bünyesinde şehrin en güzel seyir teraslarından biri bulunuyor.
Seyir terasında yer alan Skyride 4D İstanbul simülasyonu ile de Boğaz’dan Kız Kulesi’ne, Topkapı Sarayı’nda Yerebatan Sarnıcı’na kadar şehirde gezmek istediğiniz birçok yere gerçekmiş gibi yaklaşabiliyorsunuz. 54. katta yer alan bu deneyim için ziyaret saatleri saat 10.00 ile 22.00 aralığını kapsıyor.
Emniyetevleri Mahallesi Eski Büyükdere Caddesi, Kağıthane açık adresinde yer alan Sapphire içerisinde yine 54. katta Vista Cafe&Restaurant’ı da ziyaret edebilirsiniz. Burası için telefonla rezervasyon yaptırmak mümkün. AVM’nin 55. katı ise etkinliğe göre açılıyor ve kalabalık grupları ağırlıyor.
15) Nafi Baba Tepesi
Bektaşi Şeyhi Nafi Baba’nın tekkesini ve türbesini sınırları içinde bulunduran Nafi Baba Tepesi, Rumeli Hisarüstü’nde yer alıyor. Tepeden görünenler arasında Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Hidiv Kasrı ve Anadolu Hisarı var.
Nafi Baba Tekkesi, aynı zamanda İstanbul’un ilk dergahlarından biri olma özelliği taşıdığı için, maneviyata ilgi duyanların da ilgisini çekiyor.
Anadolu Yakası’nda tekkelerin ve türbelerin sayısı çok olsa da özellikle şehrin Avrupa yakasında Nafi Baba’nın pek fazla benzeri yok diyebiliriz.
16) Süleymaniye
Süleymaniye Camii ve çevresi, şehrin orta yerinde diyebileceğimiz bir konuma sahip. Öte yandan bu bölge, sahip olduğu yükselti ile de güzel bir seyir deneyimine kapı açıyor.
Süleymaniye Camii zaten yerli ve yabancı tüm turistler için gezilecek yerler listesinin vazgeçilmez bir parçası. Cami haricinde, Süleymaniye Mahallesi olarak anılan tüm yakın çevreyi de mümkünse gözlerinizle taramalısınız.
Şehri yakından tanıyanlar tarafından özellikle Fetva Yokuşu’nda yer alan Ağa Kapısı Kafe tavsiye ediliyor. Ağa Kapısı Kafe’de edebiyat gruplarından öğrencilere ve esnafa kadar içinizi ısıtacak bir kalabalık ile karşılaşabilirsiniz. Kafenin mescit bölümü de var.
Demli çay keyfinize manzara da eşlik edince zaten başka beklentiniz de kalmıyor. Buranın akşam saatlerinde kalabalık olabileceği konusunda uyaralım. Mekanda ayrıca Osmanlı’ya özgü içecekleri de deneyimleyebilirsiniz.
17) Yavuz Selim Camii Avlusu
Haliç’e en yakın tepe üzerinde 1522 yılında inşa edilen bir camideyiz. Fatih Fener’de konumlanan Yavuz Selim Camii sizi yalnızca iç ve dış mimarisi ile değil; Haliç manzarası ile de etkilemeye hazırlanıyor.
Caminin babası adına Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırıldığı biliniyor. Caminin mimarı hakkında ise, farklı kaynaklarda farklı isimler var. Bu isimler arasında Mimar Sinan’ın da olması, camiyi daha da ilgi çekici bir hale getiriyor.
Cami ziyaretiniz sırasında maneviyatı da dolu dolu yaşamak isterseniz, sabahın erken saatlerinde soluğu Yavuz Sultan Camii’nde alabilirsiniz. Henüz dünyanın geri kalanı uyanmadan, kuş sesleri arasında burada olmak ayrı bir deneyim. Yavuz Selim Camii’nde namaz kılmak ve günün ilk ışıklarını Haliç manzarası eşliğinde karşılamak kalbinize huzur veren bir İstanbul anısı olarak hafızanızda yer alabilir.
18) Anadolu Hisarı
Manzara keyfini balık ziyafeti ile birleştirmek isteyenleri Anadolu Hisarı’nda yer alan Lacivert Restaurant’a alabiliriz. Köprünün hemen yanında, İstanbul Boğazı’na nazır bir konumda levrek külbastı yemek elbette lüks ve pahalı bir tercih. Ancak önemli misafirlerinize, şehrinizin en güzel yanını göstermek isterseniz burası sizi fazla riske atmayacak bir mekan. Menüde dünya mutfağına açılan lezzetler de var.
Anadolu Hisarı ayrıca; sahip olduğu çok sayıda restoran ve kafe ile özellikle Pazar kahvaltıları için de tercih ediliyor. Geceleri köprünün ışıltısıyla aydınlanan çevre kadar; günün ilk saatlerinde çocuk sesleri arasında burada yaşanan sabah coşkusu da görülmeye ve yaşanmaya değer.
1 yorum